Fatih'in Aslanları

Fatih'in Aslanları
Sapancaspor, Yalova deplasmanından çok önemli bir galibiyetle döndü.  Son üç haftanın ikisinde sahaya, teknik direktörsüz  kulüp başkanıyla çıkan ekibimiz firesiz yoluna devam ediyor. Hafta içerisinde yaşanan teknik direktör krizi sosyal medyada geniş yankı bulsa da, rüzgar Sapancaspor’un yanında. Yaşanan her kaotik gelişme sinerjiye dönüşüyor, Sapancaspor’un önünde ki engelleri ve tabuları bir bir yıkıp geçiyor. Durum öylesine bir hal aldı ki kaostan beslenir olduk. Yönetici istifaları, teknik direktör muammaları, beklentilere cevap veremeyen sporcularla yaşanan yol ayrılıkları ve birçok olumsuz gelişme yeşil çime sirayet etmedi, etmiyor. 
Arif Nihat Asya’nın yazdığı Fetih Marşı’nın nakaratında geçen Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın mısrasından esinlenerek her türlü güçlüğe ve zorluğa rağmen Yalova’dan galibiyetle dönen Sapancaspor triosu için “Fatih’in Aslanları” başlığını atmayı uygun gördüm. Devre arasına kadar Sapancaspor’un içerisinde bulunduğu durumlara değinmeyeceğim. Bu tarz kritik zamanlarda kulübümüzün, camiamızın ve taraftarımızın yüksek menfaatleri ve çıkarları göz önünde bulundurulmalıdır. Kısa vade de değinmemiz gereken daha önemli mevzularımız olduğunu düşünüyorum. Reha Muhtar’ın deyimiyle her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa. Şuanda puan sıralamasında ki tablomuz ve kalan son iki haftada yapacaklarımız her şeyin önünde. Ligin ikinci yarısının perspektifini ancak kalan iki haftada toplayacağımız puanlarla çizebiliriz. Ha gayret şu iki haftayı kazasız belasız bir atlatabilelim! Kutsal formayı üzerine geçirmiş yiğitler şuan arma için sahada aslanlar gibi mücadele ediyorlar. İçersi dışarsı farketmeksizin puanları topluyorlar. Futbolcular; yönetimsel anlamda yolunda gitmeyen işleri kafalarına takmayıp, Genel Kurul’da delegelerin oylarıyla işbaşına gelmiş kulüp başkanlarına sahip çıkıyorlar. Maddi anlamda yaşanan sıkıntıları temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp kamuoyunun önüne  sermiyorlar. Hiçbir eksiği dert etmiyorlar. Sporcularımızı onurlu duruşlarından ve gösterdikleri üstün gayretlerden ötürü can-ı gönülden tebrik ediyorum. Bu hafta Erokspor karşısında mükemmel derecede bir seyirci desteği olacağını, tribünlerde boş yer kalmayacağını, göğe yükselecek nadide bestelerle harika bir hafta sonu geçireceğimizi ümit ediyorum. Gönül ister ki ligin ikinci yarısında tribünlerimizde şampiyonluk şarkıları söylensin. O eski günlere tekrar bilevlenilsin. Sapancaspor, Erok karşısında mücadele gücünü her zaman ki gibi en üst seviyede ortaya koyarsa, müthiş seyirci desteğini de arkasına aldığında sahadan galibiyetle ayrılmaması için hiçbir maninin kalacağını düşünmüyorum. Eroksporu daha önce hiç izlemediğim için tekniksel bir yorumda bulunamayacağım. Sapancaspor’a Erok karşısında başarılar diliyorum. 

Bu hafta Kırkpınarspor’u izledim. Nilüfer şüphesiz grupta ki en iyi takımlardan biri. Mehmet hoca’nın şekillendirdiği Kırkpınarspor takım kadrosunun tamamına yakını geçen yıl ki  Süper Amatör Küme de şampiyonluğa ulaşmış kadrodan geliyor. Kırkpınarspor, oyuncularına ahde vefayı zirvede yaşatıyor. Maça biraz tutuk başladık. Nilüfer’in biraz daha tempolu başladığını söylemek mümkün. Karambolden yediğimiz golde adam paylaşımını yapamadık. Golden sonra maç, orta saha mücadelesine dönüştü. Her iki tarafta şişirme toplarla pozisyon üretmeye çalıştı. Kolektif oyundan tamamen uzaktık. 45 dakikalık bölümde her iki kalede başka pozisyon yaşanmadı. Mehmet hoca, İkinci yarıda skor üretmeye yatkın tüm oyuncuları sahaya sürdü. Rakip takım bir eksik kalınca skoru koruma moduna girdi. İç saha avantajımıza rağmen maçı, karşı kaleye tek şut atamadan tamamladık. Pozisyon bulamadığımız gibi pozisyonda vermedik. 90 dakikalık bölümde ağırlıklar tartı da eşitti. Golü bulan taraf maçı kazandı. Ortada tekniksel anlamda söylenebilecek fazla bir şey yok. Şuan yapılabilecek tek nasihat, kazanmaya dair olan inançların tazelenmesi yönünde olacaktır. Son 7 hafta da sadece bir puan elde edebildik. 
Çan seslerini kesmeli, melodiyi değiştirmeliyiz. Sağlıcakla kalın. 
YAZI:ERHAN TANTA